Ruhum, yüreğim, beynim...
Ellele verip hatırlattılar bana...
Ben de tamam dedim...tamam... haklısınız..
Hadi bekleyelim hep beraber...
Son yıllarda
İçten didikleme,
Dıştan diyetleme,
Derinlerden yüzeyime,
Yenidenlerle cesurca,
Koşarken kendime kendimce,
Evet dimi, hakikaten....
Biraz soluklanmak iyi gelebilir aslında...
Ruhumu beklerken bir iç ödevi bile yapabilirim...
Ezberlerimi sorgulamak gibi...
Daha küçücükten beri öğretilenlerden,
Üzerinde belki de hiç düşünmediklerimizden,
Hayata dair,
İlişkilere dair,
Olanla olması gerekenlere dair,
Yakalananlarla atlananlara dair,
Doğru bildiğimiz yanlışlara...
Yanlış olabilen doğrulara dair..
Hep doğru, hep haklı olmalara dair,
Farklı lezzetlerin farklı tatlarına dair,
Hayattan beklenenler, beklenmeden gelenlere dair,
Aslında herşeyin ne kadar basit olduğuna dair,
vs vs vs vs ........
Bunları düşünürken ben...
Ruhum da yetişir umarım zamanında.....
Belki de en doğru cevaplarla...
Ezberimi bozdum çoktan aslında...
Bence olandan yanayım artık...
Kendimi yargılamadan sevmeyi de,
İstedim, yaptım demeyi de,
Nedenlerle sonuçları bağımsız düşünebilmeyi de
Bünyeme uyanlarla doku reddi olanları da,
Gri regin tonlarını da,
Gökkuşağının renklerini de,
Siyah-beyaz yanlışlığını da,
Çoğunu becersem de zamanla,
Yine de....
Yerlerini aldılar yeni ödevler arasında....
Ruhum huzur içinde gelebilir yanıma...
Tamam önde koştum, biliyorum...
Ama onun memnun olacağı yollarda dolaştım çoğunlukla....
Ben demeden, anlam aramadan, kocaman laflarla kabuklanmadan...
Ruhumu bekliyorum ben de huzurla....
Öğrenmenin yaşı yokmuş, anladım...
Klişe denilen sadece gereksiz şablonlarmış, anladım...
Neye hazırsam ve neyi nasıl istersem, sadece o olurmuş, anladım...
En güzel olan, basit ve samimi olanmış, anladım...
Aynaya baktığında, gözlerinin içine bakabilmekmiş doğru olmak
Kendi iç sesinle sohbet edebilmekmiş samimi olmak
İnsan kabuksuz da hayatta kalabilirmiş, anladım....
Bekliyorum sevgili ruhum,
Sanırım sonunda huzur buldum...
Tüm karmaşanın orta yerinde dinginim işte
Bekliyorum seni... kendim ve ben olarak hem de :)))))
Biraz soluklanmak iyi gelebilir aslında...
Ruhumu beklerken bir iç ödevi bile yapabilirim...
Ezberlerimi sorgulamak gibi...
Daha küçücükten beri öğretilenlerden,
Üzerinde belki de hiç düşünmediklerimizden,
Hayata dair,
İlişkilere dair,
Olanla olması gerekenlere dair,
Yakalananlarla atlananlara dair,
Doğru bildiğimiz yanlışlara...
Yanlış olabilen doğrulara dair..
Hep doğru, hep haklı olmalara dair,
Farklı lezzetlerin farklı tatlarına dair,
Hayattan beklenenler, beklenmeden gelenlere dair,
Aslında herşeyin ne kadar basit olduğuna dair,
vs vs vs vs ........
Bunları düşünürken ben...
Ruhum da yetişir umarım zamanında.....
Belki de en doğru cevaplarla...
Ezberimi bozdum çoktan aslında...
Bence olandan yanayım artık...
Kendimi yargılamadan sevmeyi de,
İstedim, yaptım demeyi de,
Nedenlerle sonuçları bağımsız düşünebilmeyi de
Bünyeme uyanlarla doku reddi olanları da,
Gri regin tonlarını da,
Gökkuşağının renklerini de,
Siyah-beyaz yanlışlığını da,
Çoğunu becersem de zamanla,
Yine de....
Yerlerini aldılar yeni ödevler arasında....
Ruhum huzur içinde gelebilir yanıma...
Tamam önde koştum, biliyorum...
Ama onun memnun olacağı yollarda dolaştım çoğunlukla....
Ben demeden, anlam aramadan, kocaman laflarla kabuklanmadan...
Ruhumu bekliyorum ben de huzurla....
Öğrenmenin yaşı yokmuş, anladım...
Klişe denilen sadece gereksiz şablonlarmış, anladım...
Neye hazırsam ve neyi nasıl istersem, sadece o olurmuş, anladım...
En güzel olan, basit ve samimi olanmış, anladım...
Aynaya baktığında, gözlerinin içine bakabilmekmiş doğru olmak
Kendi iç sesinle sohbet edebilmekmiş samimi olmak
İnsan kabuksuz da hayatta kalabilirmiş, anladım....
Bekliyorum sevgili ruhum,
Sanırım sonunda huzur buldum...
Tüm karmaşanın orta yerinde dinginim işte
Bekliyorum seni... kendim ve ben olarak hem de :)))))
Kesinlikle öğrenmenin yaşı zamanı yeri yok :)
YanıtlaSilaynen... dimi... bence de :))
Sil