Boğazda büyülü bir yaz gecesi...
Gerçeklik utanmışta saklanmış sanki... olsa olsa gerçek üstü bir dünya.... bir lacivert deryada salınan cümbüş.... değişen renkleriyle köprünün şımarttığı, gökkuşağı bezeli sular.... bu renk paletinde dönen dalgalar.... sarı ışıklı bahçelerden suya akan hayatlar... etrafta silüetleri seçilen vakur yalılar... gecenin her tonu.... akıl almaz bir ışık oyunu...
Öylesi bir ilizyon ki yaşanan... göz alıyor... göz ayırmıyor... hatta göz inanamıyor...
Gözlerden dudaklara dökülen duygular çağıl... bu şehir... ah bu şehr'i İstanbul...
Böylece dolaştık tembel tembel saatlerce boğaz da... yudum yudum içilen yıllanmış bir şarap gibi... nazlı cilveli oynaştı durdu dalgalar... en çapkın renklerle boğazı boyarken ışıklar... üşütmeyen yaz esintisiyle tenlerde gezindi rüzgar....
Bu büyünün içine daldık tereddütsüz... bir kere daha aşık olma vaktiydi.. İstanbul'a....
Hele bu büyü... dostlukla.... arkadaşlıkla... samimiyetle... içtenlikle... o büyük aşkın... o büyük savaşın... o ayakta kalışın büyüsüyle harmanlanınca....
İnsan olmak adına, kadın olmak adına, adam olmak adına.... doğru kelime neydi.... saygı... yetmedi... sevgi yetmedi... özen... belki de... ya da hepsi bir işte...
İstanbulun ışığı hüzünlü gözlerdeki parlaklığı gölgeleyemedi... capcanlı... umutlu... gururlu... işte öyle bişi...
Nasıl anlatılır ki... iki beden, tek yürek bir sevda... bir diğeri için atan, gülen, direnen...her durumda ayakta... birlikte...
İstanbulun büyüsü, evrenin gücü yanınızda olsun....
Sevgi ırmağınız hep aksın emi....:) doğum günün kutlu olsun... :)
:)aynen yani....
YanıtlaSil