Kimden duydum.. nerede okudum inanın hatırlayamıyorum...ama bu kızılderili öyküsünü hiç unutmadım....
Erkek çocuklar ergenlik çağına gelince bir cesaret ve korkusuzluk sınavına tabi tutulurmuş Apaçilerde.... akşam başlarlarmış tırmanmaya... vahşi hayvanların kol gezdiği, sık ormanları olan dik yamaçlarıyla ürküten en yakın dağa gece yarısı tırmanmak ve geceyi dağda geçirmekmiş bu sınav... ertesi sabah döndüklerinde ergenlikleri kutsanır bir savaşçı olarak kabul görürlermiş...
İşte bu tırmanışta oğlanın sevenleri eş zamanlı karşı tepelere tırmanıp ateş yakarlarmış .. - buradayız, korkma, uzakta da olsak yanındayız der gibi... güç verir gibi... sabaha kadar ateşi tazelerlermiş ta ki gün ışıyana kadar...:)
Darlandığımda uzaklara bakarım bazen... ateş yakanları görmek rahatlatır... sıcaklıkları geliverir hemen... dayan kızım derim kendime.. dayan... o ateşler için... ya hiç olmasalar....
Bir sevdiğime ateş yakmaya çalışırım bazen... umarım görür hisseder bakar derim bu tarafa... baksın ve hissetsin isterim.. buradayım derim sessiz... ateşimi tazelerim ta ki onun için gün aydınlanana kadar...
Bazen yanında olamaz insan sevdiklerinin.... ama bence "karşı tepede ateş yakmak" bile başlı başına bir "yanındalık" durumu değilmidir zaten....:)))
Karşı tepede ateş yakanlarınız bol olsun... sevgiyle :))
ELİF paulo chello jack:))))
YanıtlaSilDimi yaaa evet ELİF deydi... sağol jack :))) teşekkürler bay bilen :)
Sil