8 Mayıs 2012 Salı

Bile bile acıtmak...

Neden yapar bunu insan...

Bazen bilerek, isteyerek canını acıtmak ister karşısındakinin... hele iyi tanıyorsa... hele biliyorsa hassas yerinizi... gider bodoslama üstüne üstüne... amacı da sadece odur zaten... acıtmak... adamakıllı hem de.... evet sadece acıtmak...

Hissedersiniz... konuşmasından, ses tonundan, mimiklerinden bellidir... göz bebekleri küçükmüştür... kısık kısık bakar yüzünüze... tüm dikkati konuşmasında olduğundan, beden dili kontrolünü kaybetmiştir ama, farkında da değildir....

Neden peki... kıskançlık mı... incinmişlik mi... ezilmişlik hissi mi....

Agresif duygularda, yani öfke, kızgınlık, köşeye sıkışma gibi hallerde bu pek olmaz.. orada tartışmalar kavgalar bağrışmalar vardır daha çok... acıtmak için konuşmak farklıdır... konuşan kişi çoğunlukla tebessüm eder hatta.. yapmakta olduğunun hazzıyla ve asla önemsemediğini göstermek için... gözlerini kaçırmadan konuşur... etkisini arttırmak için... tüm o tebessüme rağmen... bir tek göz bebekleri ele verir, o küçük kısık göz bebekleri... anlarsınız...

Önce bir şaşırma ve bocalama yaşarsınız... hele sevdiğiniz, kişiliğine saygı duyduğunuz biriyse bunu yapan.... bu şaşkınlık biraz uzun bile sürer... yok canım dersiniz daha neler... yok yok asıl amacı acıtmak olamaz bak dobraca eleştiriyor işte der, özürler bile bulursunuz konuşan için... sonra aniden, anlayıverirsiniz... buz keser içiniz...üşürsünüz... bingooo... başarmıştır karşınızdaki.. hemen hisseder sizdeki değişimi... zor saklar kahkahasını, sesi şenlenir.. gözleri daha da kısılır.. öldürücü darbeyi vurmaya hazırdır artık... siz izin verirseniz tabiii....

Allahtan sık yaşanmaz günlük hayatta... yoksa dayanılır bir durum değildir... en savunmasız anınızda ve en savunmasız hattınızdan gelir bu saldırı.... öylece çıplak yakalanırsınız çoğunda... fenadır gerçekten fenadır... yaşayan bilir... içinizi acıtır... öfke değildir hissettiğiniz... kırgınlık yada kızgınlık da değil.. size sizi sorgulatır.. karıştırır... zayıf hale getirir... işte hepsinin özeti de yürek acıtır..

Ne yapılabilir... fark etmek lazım.. erkenden... o daha öldürücü darbeyi vurmadan birşeyler yapmak gerek sanki... ben hep sonradan düşündüm bunları... bir balık burcu hatunu olarak zaten bu da normal dimi :)) hep önce acıdım, karıştım, sorguladım... sonra içimde püskürttüm saldırganı karşı tezlerle.. ama işte anında diyememiştim maalesef... sonradan hep vahlandım; o sırada neden demedim ve ayna tutamadım diye.... ama siz yapın emi... kendi anlattıkları ve sizde eleştirdikleri aslında kendi zayıf noktaları... ayna tuttuğunuz, onu sorguladığınız anda göz bebekleri büyüyecektir, göreceksiniz.. ve sizi artık acıtamayacaktır.. bunu hiç beklemezler....zaten en iyi savunma da saldırıymış değil mi? siz de ayna tutun, kendine dönsün saldırısı... bence işe yarayacaktır.... denemeye değer dimi :)

Asla hiç kimsenin enerjinizi çalmasına izin vermeyin.... başta kendime söylüyorum tabiiii... :))

Sevgiyle.....

2 yorum:

  1. Çok iyi bilirim, benimle öyle konuşan nasıl bir çelişkiyse beni en çok seven de oluyor. Bu dilemmayı çözdüğümüz gün hayatın anlamını çözmüş olacağız sanırım.O güne gelene kadar acı çekmeye devam devam..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevenin incitmesi farklı koyar insana... evet bu bir dilemma... çözümsüz... niye illa acıtırız peki :((

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...