19 Nisan 2012 Perşembe

Enerji vampirleri... hayırrrrr



Enerji vampirleri... ne de çokturlar.. bazen açık açık, bazen çaktırmadan çalarlar enerjinizi... içiniz şişer.. darlanırsınız.. ya da uğraşır durursunuz karşınızdaki için... içten içe güçsüzleşirken hem de....

"Enerjimin tümüyle tükendiğini hissediyordum... odaya girdiğinden beri... sanki görünmez vantuzlarını yapıştırıp itinayla emiyor yavaştan... yeterrrrrrrrrr dedim yaaa dur biraz... yeter şişirme artık beni...."

***

"Telefondaki sesi kızgın, kırgın yada öfkeli değildi... tüm bunları anlar ve anlatabilirdim... bu ses hükümran, hakkını almaya kararlı, doğuşundan haklı, kendini merkezinde konumlandıran ve referansı hep kendinden olan bir edayla konuşuyordu... içimde kim var kim yok isyana başladı koro halinde... benim deli, benim cin ali, benim aktivist ve benim akıllı bile... hop ya bi dakika... sen de kim oluyorsun ya... dur bakalım bi dur ya... iyi de niye hep sana... diye bağrışıyorlardı bir yanımda... onlara mı yetişeyim o sesi mi dinleyeyim diye aklıma sahip olmaya çalışırken ben... söze karışsam olmadı, susam olmadı, kızsam olmadı... darlandım... sesimi yükselttim... tartışma formatına geçtik hep beraber... ve olanlar oldu... oysa sabah erguvanları sevmişti gözlerim.. güneşe çapkın bir selam bile vermek için zaman bulmuştum... gün boyu dokunduğum herkese ve her şeye aktarmıştım ve eksilmemiş artmıştı enerjim... ama bu son konuşma... nokta... koca bir delikten uçup gitmişti hepsi... sinirlenip tartışmanın tarafı olduğum anda kaybetmiştim zaten hepsini....."

***

"Dinlememeliyim.... kafa sallama formatına geçip, işitsem de duymamalıyım.... tanrım hayır ya.... bu ne öfke... bu ne hınç.... hayır, izin vermeyeceğim... çekemezsin beni de içine.... senin rengin siyah olabilir, zaman zaman da gri.... ama ben renklerimdeyim keyif keyif.... sen barışık değilsin diye, sen karışıksın diye... taktırtmam aynı gözlükleri kendime.... hayır sinirlenmeyeceğim... hayır acabalanmayacağım... hayır haklımısın diye bile düşünmeyeceğim... söylen dur karşımda... inadına sende değilim... nerede benim mavim... uzun uzun seyrettim... içimdeki denizim... tam zamanı gelin hadi... ha ha ha... oldu bak... sen de değilim artık... ben maviliklerdeyim... söylen dur karşımda... kafa sallamaya devam ederim"

***

" Ama bir dakika... bir de şöyle düşünün...tamam haklısınız ama aslında..... ya tamam da.... desem de... dinlemiyor beni... kızmış, üzülmüş ya... uğraştım geri sarmak için... uğraştım farklı bir pencere açmak için... yok olmuyor... o haklı her durumda... dinlemiyor.. ne desem bir negatif cevabı ve örneği hazır... taşım taşım olumsuzluk doğuruyor birbiri ardına.... her şey kötü, herkes aleyhtar, her şey çirkin ve yozlaşmış... güzel olan bir şey kalmamış... e gidip de ölelim o halde... yok ya hayırrr... dinlemiyorum seni... konuş sen konuş... cevap da yetiştirmiyorum.. sıkılıp gitmeni bekliyorum itinayla..."

***
" Ha ağladı ha ağlayacak... gücü kalmamış... ezmişler onu.. herkes aleyhinde... dünya ona karşı... o ise bir zavallı, aciz, çaresiz... dudaklarını büzmüş... okşanmayı ve hak verilmeyi bekliyor karşımda... tüm gerekçeler onun dışında...onunla ilintisiz... o çok uğraşmış ama dünya kötü o ise bir başına hak verilmeyi  haketmiş bir yenik gazi... illa haklısın diyeceğim... illa dünya kötü ve insanlar acımasız diyeceğim...hayırrrr... demeyeceğim... sen haksızsınnn... mücadeleden kaçansın...körsün, sağırsın, evet evet hatta tembelsin.. önce kendini sorgula... hayır bin defa hayır... zehrini bana akıtamayacaksın... kendine bak... ya da lütfen çaresizliğinin onaylanmasını başkasında ara... hayır ben değilim o diğer çaresiz.."

İşte böyle sürer gider... birinden kurtulursun diğeri gelir... hayırrr, hayırrr demekten yorulmaya başlarsın günün sonunda.. bu nafile uğraşlar enerjini tüketir...

Yeter ya yeter... gidin kardeşim... işim gücüm var benim... ben enerji tazeleyeceğim.. kendim için... beni meşgul etmeyin :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...