Annemlerden geliyordum az önce... nefis bir nisan yağmuru başladı... şakır şakır... sürpriz...
Uzun zaman olmuştu... ya kıyafetim ya saçım başım ya da soğuk hava.... uygun düşmemiştik her nasılsa... oysa... ne severim yürümeyi yağmurda... saçlarım açık... acelesiz... iyi gelir bana...
İyi geldi yine... şaşkın baksa da etrafta kaçışan insanlar..ağır ağır yürüdüm... hatta yolu uzattım iyice... ıslandım... yüzüme vurdukça taneler... saçlarıma... hoşgeldin oldum...
Yağmur için yazılanlar hep hüzünlüdür... gözyaşını anımsatır sanki... oysa hissettiklerim tümüyle farklıydı... saçlarımdan yüzümden süzülürken damlalar... ben gülüyordum... yüreğim yıkanıyordu sanki... suyla canlanan sarmaşıklar, tozlarından kurtulan tomurcuklar gibiydi yağmurla ilişkim.... damlalar benim bile bilmediğim bir yerleri yıkıyordu sanki... ruhum yıkanıyor gibi....suya hasret yaprak gibi... yüzüne güne dönmüş ayçiçeği gibi... nasıl anlatayım bilmem ki... benden yere damlayan damlalara sormalı bence... ne bırakmışlar bende, neyi götürmüşler beraberlerinde... tuhaf ama işte öyle...
Gülümseyerek ağır ağır yürüdüm.... eminim bu kadın deli demişlerdir... kimin umurunda....
Yağmuru da severim, güneşi de.... nasıl diyorlardı "havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun"... hava bahane.... ışık içimizde olsun... yağmurumuz, can suyumuz bol olsun....tabii güneşimiz de :)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder