Bin defa tekrarlasam da kendi kendime.... sayfalarca yazı yazsam da.... bazen sızıp gidiveriyor içimdeki enerji... çekiliveriyor sularım..renklerim değişiyor...
Gellerim olduğu gibi gitlerim de oluyor işte.... ittiriyorum bazı bazı.... hayatı.... yada kimi zaman çektiğim gibi...
İnsan hep aynı olmuyor işte....bazen gri... bazen kahverengi.... hep kırmızı olacak değil ya dimi... ya da en derininden mavi.... özellikle siyahlardan beyazlardan sonra... uyuşuk bir gri olma durumu ki... affedilebilir belki... ama ya kahve rengi.... işte o fena... bir kırmızı aratır en insani....kaldırmak için hüznün cenazesini...
Boş bir tuval gibi uzanır gün kimi zaman.... itinayla boyarsın cıvıl cıvıl.... hayatın renkleri yetmez olur... bir yeni renk bile katarsın.... ebruli... içine sığmayan renkleri tuvaline sığdırmaya kalkarsın... sığmaz taşarsa kızarsın hatta.... kendine kızarsın... renkler dile gelir... sohbetine dalarsın...
Bazen boş tuvalin başına oturursun... sen aynı sen... tuval aynı tuval... gün bile benzerlerinden bir diğeri olsa da... renkler aynı değildir... ışıktan mı ne... bir türlü elin varmaz başlayamazsın.. dur gelmiştir bir kere... doğru rengi olmayan... hatta rengi olmayan... bekledikçe grileşir tuvalin kendiliğinden.... sonra çok lazımmış gibi... inadına sanki... ton ton kahverengi olursun... daha gri daha kahve rengi...
Sonra bundan da sıkılırsın... karanlığı çağırırsın ve renklerinden kurtulursun... uykuların bile rüyaların bile unutulmuş bir renksizliktedir.
Işığının enerjisi yetmez renkleri ısıtmaya... için de istemez... yok böyle iyiyim dersin... sakin...
Sonra giderek artan bir özlemle... kırmızıyı değil de derin maviyi özlersin... evet yeniden denize koşmak için sabırsız sabırsız...su altının yeşil-mavi sessizliğini ararsın... yunarsın yıkanırsın yine... ne griden iz kalır ne de kahverengi bir toz üzerinde... ışıl ışıl çıkarsın sudan...
Aaaa renklerim gelmiş... nerede benim tuvalim :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder