22 Mart 2012 Perşembe

Yürek yürekte olsa da ....


Bu da farklı bir yazı... bir deneme, farklı tınılı...
Bir de böyle yazayım dedim.... :))

Arada yazacağım böyle yine.... öykü yolunu bulur, öykü olur mu... nereye akar bu değen yürekler... inanın bilmiyorum ben de... sadece okuduğum bir makaleden esin.... aşağıdakileri düşündüm.... birden böyle yazmak geldi içimden :)) ben de yazdım öylesine ....

Farklı denemeler, ya da aklıma gelenler... oradan buradan şeyler..
Benden olanların yanı sıra... sürçü laflar af fola :)

YÜREK YÜREKTE OLSA DA ....

Haydarpaşa'dan kalkan son trendeydi ....
Vagonun ıslak buğulanmış camına alnını dayayıp dışarıya, o soğuk puslu karanlık İstanbul akşamına baktı...baktı... dayanamadı....oturdu.... gözleri ıslak.... gidiyordu, gitmeliydi, gidecekti....

Söyleyememişti... tek bir kelime edememişti... nasıl anlatabilirdi....olmadığını, kaldıramadığını...bir süre uzak kalması gerektiğini... aslında tümüyle kendinden, ruhundan kaçtığını...nasıl anlatabilirdi... anlayacağını bilse de, elinden tutacağını yanında olacağını bilse de.... yapamazdı, yapmamıştı, yapmayacaktı... bu onun yalnız kavgası, yalnız yolculuğuydu... bir şekilde kendi sorumluydu ve kendi ödeyecekti... anlatamazdı... anlatsaydı olmazdı.. erkekti o... yapamazdı...

Yavaş yavaş hareketlenen trenin tık tık ları yüreğinin tık tık larına karışıyordu...ritim hızlanıyordu yüreğiyle bir.... yüreği acıyordu...hem de nasıl.... beyni uyuşmuştu, hem de nasıl.... ardına bakamamış, gidiyorum diyememiş, tüm sözlere kulaklarını tıkamış, sesini duymayı kendine yasaklamıştı... yüreği sıkışıyordu.. gecenin karanlığında, vagonun soğuk, soluk ışığında, utanmadan ağlıyordu... bedeni ağlıyor, bedeni ağrıyordu... çökmüş omuzlarını tuttu elleriyle, küçüldü o kocaman cüssesiyle... başı önünde..... ağlıyordu... her şeyiyle....

Sevmişti... hem de nasıl.... işte demişti.... hem de nasıl... ne uzun olmuştu böyle hissetmeyeli... hissetmeleri unutmuştu .. onunla o olmuştu.. sende kendimi temize çektim... iyi ki varsın demişti..bir anlam ise aranan... buydu...

Ah bir de doğru zaman olsaydı... son defayı... yüzünü ellerinin arasına aldığında gözlerindeki hüznü... unutabilir miydi... kahretmişti... çaresizdi... anlatamamıştı... anlatamazdı... anlatmayacaktı....

İstanbul.... yine bir trenle gelmişti bir gece vakti yüreği pır pır.... yine bir gece vakti kaçıyordu yüreği sıkışık....arası....buradan bakınca koca bir boşluk.... benliği, aşkı, sevdası, özlemi... geride.... yüreği yüreğinde.... gidiyordu bilinmeyene....

gözleri ıslak... bakamıyordu daha öteye... ağlıyordu....

********

Geceydi... uyuyamamıştı... kalktı....cama yasladı burnunu... dışarıya baktı, baktı....
Sonunda susmuştu sorular... nedensiz, cevapsız, sessiz yankılanan....

Susmuştu, konuşmuştu, sevmişti, haykırmıştı, ağlamış küfretmişti..... sadece sessizlikle suskunluk dönmüştü geriye.. bir duvar vardı.. elle tutulur gibi, gözle görünür gibi... kulaklarında da duvarlara çarparak büyüyen, dönen kelimeler.... içinde haykıran... cevapsız, boyunları bükük, sorular....

Aşamamıştı.... başaramamıştı... ulaşamamıştı.... yüreği duvarları atlayıp ulaşsa da ona, kendisi kıyısında kalmıştı....

Bir zerresine ulaşabilseydi.... dokunabilseydi... alıp çıkarmaz mıydı onu kör karanlıklardan... bir çınar olurdu yanında dimdik.... elini uzatıp tutmaz mıydı.... her nerede olsa da.... buradayım...varım, varsın, varız diye fısıldamaz mıydı kulağına..... dağınık savrulan parçalarını toplayıp bir bir.... yeniden var etmez miydi... kadındı o.... bu onun doğasında vardı...yapardı hem de nasıl...yaratırdı hem de nasıl...

Korkmazgil'in şiirinde ki gibi....yapmaz mıydı.... duvarları dağları aşmaz mıydı....

Baktı karanlık geceye... gözleri ıslak....
ulaşamamıştı... tekrar tekrar denese de anlatamamıştı.... anlaşılamamıştı....
ıssız kalmış, ırak kalmıştı... yaklaşmış ancak yakınlaşamamıştı...

Yüreğinin yüreğine dokunduğunu biliyordu....
Yüreğinin yüreğinde olduğunu da.... acı olan da buydu... içine koyan... sıradan değildi... hiç değildi hissettikleri...önemliydi... çok önemliydi, hem de nasıl....

Soğuktu dışarısı... üşüyor muydu.... üşümüştü yüreği biliyor muydu... sessiz isyanı vardı duyuyor muydu.....

Gözleri ıslaktı... bakamıyordu daha öteye.... ağlıyordu....

************




2 yorum:

  1. Sevgili "semaca", bu "öykü" denemesi çok hoş, bence öykülere devam, denemeden doğrudan yaz lütfen... bir de merak ettim öyküdeki erkek kız olsaydı birşey değişir miydi ??? kalemine kuvvet...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler.... beğeni için.... öykü de denemez şimdilik ama.... erkek kız olsaydı diye düşündüm ben de... yok kız olsaydı anlatırdı bence... diyemeden duramazdı sonunda :))

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...