21 Şubat 2012 Salı

Feriköy'de bir "Pazar"

Siz hiç beş duyunuzu kullanarak geçmişinizde yolculuk yaptınız mı?

Varlığını bile unuttuğunuz bir sürü objenin arasında, sanki bir zaman tünelinde salınır gibi, dudaklarınızda keyiflimi keyifli bir tebessümle, hatta bunu bölen küçük çapkın kahkahalarınızla, istemsiz dökülüveren şaşkın sözcüklerinizle dolaştınız mı... ya da dolaşırken yıllardır duymadığınız bir melodi, pikaptan yayılıp gelip olduğunuz yere mıhladı mı sizi....


Bir eski telefona takılı kaldı gözlerim; o spiral kıvrımla oynaya oynaya yaptığım, saatler süren telefon konuşmaları, annemin homurtularına rağmen kesmeye kıyamadığım o uzun sohbetleri unutabilirmiyim.....Eski bir saat ile sınav sabahlarını.... Eski bir radyo ile ıslak ıslak dinlediğim TRT Fm "Gece ve Müzik" programını... hatta çocukluğumuzun "Arkası Yarın" larını....

Daha nice küçük anı gelebilir bir objenin peşisıra yüreklerimize.... kimisinde tebessüm ettiren, kiminde kahkaha ile güldüren... bazen damla olup akan... bazen pembe, bazen mavi, bazen lacivert duygular... işte böyle bir yolculuğa çıkıyorum ben her pazar... Feriköy Pazarında... tavsiye ederim :))

Feriköy Antika Pazarı... aslında gerçekten antika da var, ne ararsan da... hemen her tezgah kendine çekiyor gerçekten... karıştırdıkça buluyorsunuz... keyif almak için illa kolleksiyoner olmak da gerekmiyor... ancak pazar sizi kolleksiyoner yapabiliyor, demedi demeyin sonra... gerçekten bağımlılık yapıyor...


Eski pelikan sulu boya takımım, astronot kafası gibi olan radyom, bir tren bileti, anneannemin küpeleri, büyükbabamın büyüteci, çocukken bileklerimi morartan "lak lak"... komşu çocuklarının dokunmasına asla izin vermediğim bebek, ilk gerçek aşkımın hediyesi olan sedef bilezik (ki hala saklarım aynısını :)...) ...ve daha neler neler.... hem de pazarda sürekli çalınan nostaljik müzikler eşliğinde....

Hiç ummadığınız bir anda karşınıza çıkıveren bir tablo... cam işçiliğinin en sıradan örnekleriyle karışmış olsa da farkediverdiğiniz bir güzellik.... yaşanmışlıklar, yaşanmışlıklar....

Bana en hüzünlü gelenlerse; eski günlükler, eski mektuplar ve resimler.... kimbilir kimlerin sararmış duyguları.... soluk siyah beyaz fotoğraflar..veeee.. eski bavullar . kimbilir hangi umutları taşıyan...

2 senedir gidiyorum pazara, neler neler aldım... artık beni de esnaf zannediyorlar hatta :))... sıkı pazarlıklarıma o nedenle hoşgörüyle yaklaşıyorlar... aldıklarını ne yapıyorsun diye hiç sormayın... aralarında bir armoni oluşup gün yüzüne çıkmayı bekliyorlar itinayla... inanıyorum...kararlıyım... bu da olacak...

Şimdilik bu kadar olsun... aldıklarımdan seçmeler ise başka bir yazının konusu olsun....sevgiyle...


2 yorum:

  1. haha biliyorum.. ben.. nasıl göründüğünü oralarda.. hatta erken zamanda bi daha yapasım var.. korkunç bebeklerini saymamışsın listede.. =)...

    sevgilerimle...
    öperim ki kocaman...

    atalet...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canım benim... çirkin bebek koleksiyonum başka bir yazının konusu olacak zaten :))) ve fotoğraflarıyla itinayla... ama onları çok seviyorum ben... :))

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...