6 Şubat 2012 Pazartesi

Hüzün eksem toprağa....çiçeklensem baharda :))

Güneşli hava sürüyor... Ancak henüz toprak kokmaya başlamamış... Terasda tüm bitkilerim boynunu bükmüş, çok üşümüşler besbelli karlı günlerde... güneşe bakıyoruz birlikte... sanal bir ısı yayılıyor sanki yukardan...hiç birimize yetmiyor henüz ısısı...onlar da ben de baharı özlemişiz... bu kış daha çok uzayacak deniliyor... daha da sertleşecek hatta....daha çok üşümek var yani, hepimize...

İçimde benimle köşe kapmaca oynuyor hüzün... hep battaniye altında oturasım, elimde kitabım, demlikle kış çayı, çayımın odaya yayılan tarçınlı kokusu, ekranda digital şömine ( he he, bakın bunu çok seviyorum, Digitürk müzik kanallarında kışın şömine görüntüsü var... hele bir de güzel bir müzikle...mmmm...gerçekten deneyin derim)... öyle mırıl mırıl oturasım... sarı sonbahar yapraklarının, dik yamaçlara vurarak köpüren deli denizin, kar yağışında bir kuytuda saklanmış, yalnız bir serçenin resmini çizesim var... alçak sesli, biraz bulutlu, pastel renkli kış günlerindeyim... tüm bunları anlatasım değil yazasım var... hoşuma da gidiyor bu halim... rengi solsa da ısrarla vazgeçemediğimiz el örmesi koca ev hırkası gibi hüznüm... yumuşak, solgun, durgun, şefkatli ve anlayışlı...sessiz...çok bildik...çok benden gibi...
İçimdeki hüznü ekip terasımdaki ıslak saksılara, baharda ilk tomurcuklarla yeniden çiçekleneyim diyorum bir yandan da...yani; hüzün ekip neşeli çiçek biçmek gibi bir planım  bile var :)) olurmu ikisi bir arada.... oluyor işte.. olmalı da... yoksa ben daha uzun taşıyamam ki hüznü adabıyla...sıkılmadan sıkmadan :)) işi tadında bırakmalıyım.. yoksa ayıp olmazmı neşeyle tomurcuk veren toprağa, sanal değilde gerçekten ısıtmaya başladığında, güneşe....ayıp olmazmı " sanmayın ki yıkıldık, sanmayın ki kuruduk, biz sadece sonraki bahar için yaprak döktük" dizelerine... kurumak yok, vazgeçmekte... tüm hüzünler umut tohumları olsun, ekelim onları itinayla...koruyalım soğuktan kış boyu..sıcak battaniyelerin altında.... ve dinleyelim sessiz çığlıklarını cesurca boyveren taze umut fidelerinin... yok yok hüzünlerimizden yeniden doğalım biz...

Hadi canım daha neler demeyin... deneyin hadi.. ekin hüzünlerinizi birer birer... iyimserliğe inanmayan Polanskiye inat...... tıkanmalardan sıyrılarak sessizce.... ekranımızın kontras ayarlarıyla oynamaya başlayalım yavaştan...canlansın renkler..... acele yok....gözlerimiz kamaşmasın.... avucumuzda kapattığımız her ne ise....sıkı sıkı tuttuğumuz özenle... açıp bakın önce...elde olan ne... neyle neyi toplarsak ne eder.... çarpanları da bırakalım bölenleride...eldekini derleme toplama vakti... hüzün tohumlarından mut yeşertme vakti....nasıl mı.... biliyorsunuz aslında... hadi ama.....sadece yapın artık... cesurca....

Sevgiyle... hüzün de iyidir neşede....tabii adabıyla...tabii birarada...... sevgi hep bizimle olsun...:))

4 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...